Karosercilik’ten, uluslararası nakliyat’a, turizm konaklamadan, madenciliğe bir çok alanda faaliyet gösteren ve bu günlerde 60’ncı yılını kutlayan Özkaymak Turizm’in ve sektörün önemli dinamiklerinden,sosyal hayatı ve duruşu ile de dikkatleri çeken Özkan Özkaymak ile otobüs sektörünün mevcut durumuna ve geleceğine dair özel söyleşi.
Başta şunu söylemek isterim; Ticari rekabet kaygısıyla ve hırsıyla birbirimizle boy ölçüşmek birbirimize ciddi zarar vermektedir. Pandemi süreciyle birlikte, ”ben büyüğüm, ben istediğimi yaparım” demenin sonuçları artık ciddi maliyetlerin sonucunu getirdi. Klasik otobüsçülük kaygılarıyla birbirimize zarar verecek çalışma ortamı yerine bu dönemde dayanışma içinde, verimli bir şekilde hepimizin ortak hareket ederek bir çalışma ortamı içerisinde olmamızın daha doğru olacağını düşünüyorum.
Süreç artık insanların şehirlerarası otobüslere olan talebini düşürdü. Arz ve talep dengesi de salgınla beraber önce bizlerin almış olduğu kararlar ve yetkili makamların da almış olduğu kararlarla birlikte kapasitemiz düşmüş durumda. Otobüs sektörüne karşı her türlü hijyen önlemleri alınsa da, anlayamadığım kötü bir algı yönetimi var.
Peki ”Algı var” dediniz bu bir pozitif ayrımcılığın ifadesi mi ?
Yani Pandemi döneminde özellikle havayolu taşımacılığına pozitif bir destek olduğunu görüyoruz. Otobüs işletmecilerinin bu desteği alabilmesi için sektörde nasıl bir yapılanma gerekli? Mevcut yapının otobüs işletmecilerinin sesini yeterli olarak duyurduğunu düşünüyor musunuz?
Havayolu tarafında bir haksızlık söz konusu. Otobüslere yüzde 50 kapasite şartı varken, yaz sezonu boyunca otobüse ve salgına alternatif olarak, havayolu taşımacılığı büyük bir seçenekmiş gibi sunuldu. Ancak biz hijyen noktasında gerekenlerden fazla tedbir almıştık. Uçaklar yüzde 100 kapasite ile sefer yapmaları sağlandı. Otobüsçü ise otogar giriş-çıkış otoban ücretleri gibi birçok maliyet kalemi ile boğuştu. Üstelik uçaklar, otobüs bilet fiyatının altında, zararına taşımacılık yaptılar, biz ise sınırlı sayıda seferlerle onca zarara rağmen insanımıza hizmet ettik,kimsede bizlere bir şey sormadı. Adaletli olunmadı, basından takip ettiğimiz kadar zarar ettiklerini söyleyen şirketler Devletten yardım talep etmiş ve şu an havacılık sektörüne, kurtarma paketi geliyormuş.
Alman Devleti Otobüs Sektörünü Fonladı Peki Türk Otobüsçüsü Ne Yapacak ?
Otobüsçü cefakârdır, ülkemizde insana olan güvenin önemli müessesesidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın başta otogar çıkış ücretlerine yönelik kalıcı bir çözüm üretmesi gerekiyor. “Konya-İstanbul’dan giden bir otobüs güzergâhında bulunan otogarlara giriş ve çıkışında 480 TL bir ücret ödüyor. Bizler her ne kadar hizmet sektörü olsak da ciddi maliyetlere sahip kamu hizmeti yapan işletmeleriz. Bu korkunç bir maliyet şu an sınırlı sayıda yolcu taşıyoruz ve 100 TL’den bilet satıyoruz. 5 yolcunun ücreti otogar giriş çıkışlarına gidiyor. Yakıt ve diğer maliyetleri saymadık bile…Tabi her şeyi devletten beklememek lazım,lakin var olacak olan hakkımızı da istemeliyiz.Ancak uçaklara kurtarma paketi gelecekse,bu sektör taşımacılığın en önemli unsurlarından birisidir.Bu pozitif ayrımcılık kabul edilemez ve sektörümüzde de kimse kabul etmez, sektörümüz için acil eylem planı da hazırlanmalıdır.
Peki Nasıl Bir Çalışma Sistemine Döndünüz ?
Zorlu bir süreç artık yolcular otogarlara gelmiyor ve otogardan gel ve al dönemi de bitti. Biz online internet üzerinden e-bilete yönelik çalışmalar yaptık. Online ortam üzerinden kampanyalarımızla süreci maliyetsiz götürmeye başladık.
İstanbul’dan Anadolu’nun en uzak bölgesine kadar gururla taşıyan bir şirketiz. Filo da 80 otobüs var bireysel otobüsçü sayımız ise 35 Bireyselci dostlarımızla yıllardır beraberiz. Bu zor dönemde onları koruduk,korumaya da devam ediyoruz,komisyon oranlarından feragat ettik. Özkaymak Turizm ailesinin de sektöründe en önemli aktörlerindendi bunlar olmadan sektör olmaz ve olamaz.
Yatırımlarınız Ertelendi mi ? Bekleme sürecinde mi ?
Öncelikle şunu ifade edeyim. Bir önceki yıl, biz ve sektör açısından çok verimli geçmişti. 2020 yılına sektör olarak büyük umut ve hedeflerle girdik, ancak salgının getirdiği belirsizlikler ve bu belirsizliği sektör değil ülke ve dünya olarak aşamıyoruz. Şu an sezonu atlatsak da durağan bir döneme girdik, çok zorlu geçeceğini öngörüyorum. Her ne kadar yatırım için her şey cazip görünse de arz talep dengesizliği ile birlikte işletme sorunu olacak.
Sektörden kazandığımızı sektöre yatırmak zorundayız, başka bir yatırım yapmanız sizin varlığınızı koruyamaz. Bizim için 60’ıncı yılımız olması açısından da önemliydi. Bu yıla yönelik 15-20 araçlık bir yatırım planı yapmıştık. Ancak pandemi süreciyle birlikte bu yatırımları durdurma kararı aldık. 2021’de ve ya daha ileri tarihlerde belki sezon uzun ve verimli geçer.
Yurtdışındaki firmaların Türkiye’de potansiyel olarak halen çok büyük olan karayolu yolcu taşımacılığına ilgisi konusunda ne düşünüyorsunuz? Mevcutta bu yatırımı yapmış olan firmalar ya da yeni gelecek firmalar başarılı olabilirler mi?
Başta da belirtmiştim.Artık ulusal firmaların da çok zorlandığı bir süreç yaşıyoruz firmaların da maliyetleri çok ağır. ”Ben büyüğüm, ben istediğimi yaparım devri bitti artık.” Herkes hesabını kitabını çok iyi yapmak zorunda.
Fırat KARADAĞ
Magazinulaşım.Com 2020 ©