Otobüs Kazaları Ve Sektör Derken(!)

Ülkemiz de ciddi mali sorunlar yaşayan şehirler arası otobüs sektörü, kendi meseleleri üzerinde çözümsüzlükle ”güven istikrarı” noktasında artık acziyet içinde kalmıştır.Kazalar ve yüz kızartıcı suçlara bulaşan insan kaynakları sorunlarına çözüm üretemeyerek,topluma sunduğu tek şey ise ”yeni otobüsler” dışında ”dolmuşçuluk” mantığıyla hizmet vermekten öte de gidememektedir. Durum böyleyken kendi içinde de en büyük stk’sı ile çelişkiye düşmüştür. Ve sektörde insan kaynakları sorununun kaynağı yine sektör ve stk’larıdır bu stklar gariptir ki yıllardır otobüs olmayan ve olanlarla garip şekilde sektör değil kişisel menfaat üzerine yönetilmektedir.Geçtiğimiz yıl 08.08.2020 Yavuz Sultan Selim köprüsünde yaşanan kazada takograftan ”üç kağıt” çıkması da diğer tarafta sürkülasyon sorununun ”tecrübe” ortalamasını açık şekilde sorgulamaya neden olmuştur.

BU NE YAMAN ÇELİŞKİ?

Tofed Başkanı Birol Özcan‘ın 10.08.2020 Yavuz Sultan Selim Köprüsünde yaşanan elim kaza sonunda tekzip ile ; ”Sektör de her bir otobüs, kalkış terminalinde trafik memurlarınca istisnasız olarak denetime tabi tutulmakta, kaptanlarımız ise sürüş güvenliği açısından ehil olduklarına dair Bakanlık tarafından verilen sertifikalar bakımından kontrol edilmektedir.” açıklamasının ardından, son yaşanan elim kazalar ile birlikte SRC belgesi üzerine başlayan tartışmada “Eğitim verilmeden para karşılığı SRC belgesi veriliyorsa o da devletin kabahati. Devletin kontrol etmesi lazım.” diyerek bir kez daha acziyetini, çelişkileriyle ortaya koymuştur.

SONUÇ/ÇÖZÜM

Son günlerde ülkemizde yaşanan otobüs kazaları konusunda ayrıca hem yazılı hem görsel medyada çok sayıda uzman, uzman olmayan, yetkili, yetkili olmayan, ilgili, ilgili olmayan, bilgili, bilgili olmayan, yetkili, yetkili olmayan kişilerin görüş ve öneri bombardımanı altındayız. Bu bombardıman esnasında özden kopulduğu da görülmektedir.

Öncelikle kök sebeplere ve çizilen büyük resmin anlaşılması gerekliliği öne çıkmaktadır. Bugün yaşanan kazalar öncelikle ertelenmiş kazalardır. Pandemi sürecinde ulaşımın kesilmesi ardında da zayıflaması nedeniyle ertelenmiş kazalar ile karşı karşıya kalmaktayız. Bu kazaların bir üst etkisi temenni etmemekle birlikte otobüs yangınları olarak karşımıza çıkması yoruma gerek bırakmayan bilimsel ve teknik bir değerlendirme konusudur.

Buraya nasıl geldiğimiz artık herkesin malumudur “KAPTAN ŞOFÖR YETİŞMİYOR” bu söylem sektörde popüler herkesin diline pelesenk olmuş durumdadır. Oysa anlamamız gereken konuşmanın sorunlarımızı çözmediği gerçeğidir.
Sorunun çözümü için zaten kıt olan kaptan şoför sayısının nasıl artırılacağı üzerinde yoğunlaşmalıdır. Bu konu sektörün kamu, özel, yarı resmi tüm paydaşlarının işbirliğinde bir “Eylem Planı” dahilinde çözülebilir. Taraflar ilk 100, ilk 300, ilk 500 güne ait kilometre taşlarını ortaya koymalıdırlar. Bir acı ilaç varsa o acı ilaç tüm taraflarca içilmelidir.
Sorumluluktan kaçanlar kazalarda ölen her bir vatandaşın vebalini taşımaktadırlar.

Magazin Ulaşım Editörleri
12/08/2021